TÜRK MÜZİĞİ SÖZLÜĞÜ

A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V Y Z

Kaba

1. Klâsik Türk müziğinde kalın sesleri ifade etmek için kullanılan terim.
2. Oyuna katılan çok sayıda kişinin sürekli aynı hareketleri tekrarladıkları buna karşın baştaki oyuncunun kişisel hareketlerle özel bir gösteri yaptıkları halay türüne verilen isim.

Kaba Çargâh

Klâsik Türk müziğinde orta sekizlide bulunan do sesi.

Kaba Dik Hicâz

Klâsik Türk müziğinde orta sekizlideki büyük mücenneb diyezi almış do ya da koma bemolü almış re sesi.

Kaba Dik Hisâr

Klâsik Türk müziğinde orta sekizlideki büyük mücenneb diyezi almış re ya da koma bemolü almış mi sesi.

Kaba Düdük

Bir dönem klâsik Türk müziğinde kullanılmış olan ve şimşir ağacından yapılan nefesli çalgı.

Kaba Hicâz

Klâsik Türk müziğinde orta sekizlideki küçük mücenneb diyezi almış do ya da bakiye bemolü almış re sesi.

Kaba Hisâr

Klâsik Türk müziğinde orta sekizlideki küçük mücenneb diyezi almış re ya da bakiye bemolü almış mi sesi.

Kaba Kaba

En kalın. Klâsik Türk müziğinde, orta sekizlideki (oktavdaki) seslerden daha kalın sesleri ifade etmek için kullanılır.

Kaba Kemençe

Alto kemençe. Köçekçelerin icrâsı sırasında kullanıldığı rivayet edilir.

Kaba Nîm Hicâz

Klâsik Türk müziğinde orta sekizlideki bakiye diyezi almış do ya da küçük mücenneb bemolü almış re sesi.

Kaba Nîm Hisâr

Klâsik Türk müziğinde orta sekizlideki bakiye diyezi almış re ya da küçük mücenneb bemolü almış mi sesi.

Kaba Sâz

Klâsik Türk müziğinde yer alan oyun havalarını ve özellikle Köçekçe'leri seslendiren çalgı topluluğu.

Kaba Ses

Dilimizde "kalın ses" için kullanılan niteleme. Frekansı düşük olan ses yüksekliği için kullanılan niteleme: Kalın ses.

Kaba Zurna

Zurna ailesinin ses genliği itibariyle en geniş ve boyut olarak da en büyüğüne verilen isim. Kaba zurnalar Türkiye'nin Batı kesimlerinde, Trakya'da, Orta Anadolu'nun bazı kesimlerinde kullanılmaktadır. Mehter müziğinde de kullanılan bir çalgıdır.

Kabak Kemane

Gövdesi su kabağından yapılan, göğüs yerine büyük baş hayvanların yürek zarının geçirildiği, yaklaşık 30 cm. civarında olan, sapında üç tel bağlı olan yaylı bir halk çalgısı. Daha çok Güney ve Batı Anadolu'da yaşayan Türkmenlerin çaldıkları bu çalgı tek başına çalınabildiği gibi bağlama takımı ve üflemeli-vurmalı çalgıların yer aldığı çalgı toplulukları ile beraber de çalınabilmektedir. Bkz. Iklığ.

Kâbilî

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kadans

Bkz. Kalış.

Kadans

1. Düşüş, ya da durgu. Bir müzik cümlesinin bitişi, durgu, kalış.
2. Ses sanatçısı veya çalgıcının solo olarak icrâ ettiği gösterişli kesit. (Buna durguluk da denilmektedir).

Kadın Ağzı

Anadolu'da kadınların kendilerine özgü söyleyiş tavrına verilen genel isim. Kadın ağzı repertuarı genellikle gurbete giden kocasının ardından yakılan türküler, ağıtlar, ninniler ve bazı kına türkülerini içerir.

Kafa Sesi

Bkz. Baş sesi.

Kafiye

Mısra sonunda veya kelimelerin arasında rastlanan ses /harf benzeşmesi. Uyak, Ayak.

Kahramanca

Er işi, kahramanlık hikayeleri üzerine yazılmış eserler ya da kahramanca bir eda ile yapılması istenen icrâ. Eroica (it.).

Kaide

Halk arasında ezgi, hava, makam anlamlarında kullanılan terim ki daha çok Gayda şeklinde söylenir.

Kakışımlı

Uyumsuz sesler. Dissonans.

Kakmalı

Bağsız ve kuvvetle yapılan icrâ.

Kakofoni

Müzikal icrâ esasına, uyumluluğa aykırı, yanlış düşen sesler bütünü.

Kalak

Zurnanın gövde kısmında aşağıya doğru genişleyen kısım.

Kalenderî

1. Alevi-Bektaşî topluluklarının şehirli kesimleri arasında tarihteki önemli tarikatlardan biri olan Kalenderîliğe ve Kalenderîlere atıfta bulunularak söylenen özel bir ezgi kalıbı ve bu ezginin makamsal özelliklerini belirlemek için kullanılan müzik terimi.
2. Hece ve aruzla yazılmış şiir. Aruz vezninin mef'ûlü mefâ'îlü mefâ'îlü fe'îlün kalıbıyla ikili, dörtlü, beşli ve altılı mısra kalıplarıyla söylenen örnekleri olabildiği gibi, hece vezniyle söylenen, daha çok 11 ve 15'li kalıplarla ve dörtlükler biçiminde icrâ edilen kalenderî örnekleri vardır.

Kalıp

Bkz. Şekil.

Kalıp Ezgi

Halk müziğinde yöresel icrânın bir parçası olan ve geleneksel kurallarla belirlenmiş ezgi bütünü.

Kalış

Bir müzik cümlesinin tam bir bitiş etkisi uyandırarak sona ermesi. Bkz. Karar.

Kalyonca

Eski Türk saray rakslarından biri.

Kamış

Klarnet, obua, fagot, zurna, mey gibi tahta üflemeli çalgıların ağız kısmına yerleştirilerek ses çıkartmayı sağlayan ince, küçük ve esnek parça. Bkz.Dil .

Kanon

Çoksesli müziklerde taklit esasına dayanılarak yazılan/söylenilen müzik biçimi. Özelliği, geriden gelen ses ya da seslerin ilk duyurulan melodiyi aynen tekrar etmesidir. Kanonlarda birden çok artçı ses kullanılabilir.

Kanto

19. yüzyılın ortalarından itibaren gelişen ve 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar revaçta olan bir çeşit fantezi şarkı biçimi. İtalyan müziğinin etkisinde geliştiği düşünülen kantolar solo şarkıcının dans ederek söylediği, içerik yönünden gündelik yaşamı anlatan, neşeli ve hafif şarkılardır.

Kanûn

Klâsik Türk müziğinde kullanılan bir çalgı. 19. yüzyılın ortalarından itibaren yaygınlık kazanan, klâsik Türk müziğinde ve genel olarak Yakındoğu ülkelerinin çoğunda kullanılan, mızrapla çalınan telli bir çalgıdır.

Kanûnî

Kanûn çalan kişi.

Kânûn-i Murassa'-i Müdevver

Eski bir kanun çeşidi.

Kapak

Mızraplı ve yaylı çalgılarda gövdenin üstünü örten tahta plaka.

Kapalı-Ağız

Bir sözlü eserde ezgiyi kapalı ağız ve sadece sesle, yani güftesiz şekilde söylemek.

Kapalı ağızla

Mırıldanarak. Ağzı kapalı tutup burundan şarkı söyleme tekniği. Burun sesi de denilir.

Kâr

Genellikle büyük usûllerle ve Farsça sözler kullanılarak yazılan, Türk müziğindeki din-dışı sözlü eserler içerisindeki en büyük form. Fasıl içerisindeki yeri peşrevle beste arasındadır. Güftesi murabbâ olup, çoğunlukla da daha fazla mısralıdır ve bolca terennüm içerir. Terennümle başlaması, usûl geçkisi yapılması ve daha uzun olması gibi bazı teknik özellikleriyle bestelerden ayrılır. Özellikle 18. yüzyıl öncesinde en çok kullanılan formlardan biri olup, bestecinin yetkinliği kârlarında gösterdiği başarı ile ölçülürdü.

Karabâğî

Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam.

Karabatak

Klâsik Türk müziğinde, belirli pasajları tüm çalgılar tarafından değil belirli çalgılar tarafından çalınan saz eserleri. Genellikle bu şekilde icrâ edilen formların başında Peşrev ve Saz Semâîsi gelmektedir.

Karaçi

Güney Anadolu'da Şanlıurfa, Mardin, Adıyaman, Diyarbakır, Siirt dolaylarında yaşayan ve çoğunlukla yerel müzisyenlik yapan topluluğa verilen isim.

Karadüzen

1. Bağlama ailesinde bulunan sazların hemen hepsinde kullanılan yaygın bir düzen biçimi. Alt tel la, orta tel re, üst tel sol sesine akort edilir.
2. Bağlama ailesi içinde cura boyutundaki çalgılardan birinin ismi. Cura ve ırızva ile aynı gurupta yer alır. Tarihi kaynaklarda yer almakla birlikte günümüzde kullanılan bir çalgı değildir.

Karanlık

Tasalı ve elemli bir icrâyı gerektiren nüans terimi. Lugubre (fra.)

Karar

Klâsik Türk müziğinde bir makamın seyrinin sona ermesi veya ezginin bitiş yeri. Seyrin bittiği son sese ise karar sesi denir. Bkz. Karar Sesi.

Karargâh

Bkz. Durak, karar.

Kararsız

Kesinlik taşımayan, kararsızlık taşıyan bir ifade ile. Indecisio (it.).

Karar Sesi (Perdesi)

Ezginin bittiği ses veya perde.

Karcığar

Klâsik Türk müziğinde basit makam. Yerinde Uşşak dörtlüsüne nevâ sesi üzerine aktarılmış Hicâz beşlisinin eklenmesi ile meydana getirilmiştir. İnici-çıkıcı bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesi nevâ (re)'dır. Asma kararları çargâh sesinde Nikrîz ve rast sesinde Sûz'nâk çeşnileri ile segâh sesinde Hüzzâm beşlisi ile eviç ve hisâr sesleridir.

Kârçe

Kâr formunun daha kısa, daha küçük şekli.

Kâr-ı Nâtık (=Kâr-ı Fihrist)

Kâr'ın bir çeşididir. Güftesinin her mısrâının ayrı bir makam ve usûl kullanılarak bestelenmesi ile asıl Kâr'dan ayrılır. Genelde başladıkları makamın adıyla anılırlar ve yine aynı makam ile son bulurlar.

Karma Fasıl

Birkaç makamdan seçilmiş repertuvarın icrâ edildiği fasıl programı.

Karşı konu

Füg sanatında yer alan bir öğe. Konunun sunulmasından ve ona cevabın verilmesinden sonra konunun cevaba "karşı" nitelikte bir ezgi seyiri ile yeniden duyulmasıdır.

Karşılama

Marmara Bölgesinin bilhassa Trakya kesiminde ve Giresun ile Ordu illerini kapsayan yörelerde karşılıklı oynanan bir halk oyunu ve bu oyunun ezgisine verilen isim. Karşılamalar tüm bu yörelerde 9 süreli usûllerle oynanırlar ancak usûlün yapısı yörelerin iç ritim karakterine göre düzenlenir.

Karşılıklı seslendirme (=Antifoni)

İki ses, koro, çalgı ya da çalgılar grubunun soru-cevap şeklinde karşılıklı yaptıkları müzik icrâsı.

Karşı zaman

Sekme. Bir ölçüde sesin zayıf zamanda başlayıp kuvvetli zamanda devam etmemesi. Kontratempo, Kontrtan.

Kâse

Eski bir vurmalı çalgı. Bkz. Tas.

Kasîde

1. Türk dinî müziğinde Gazel formundaki ezgilere verilen isim. Çoğunlukla bir kişiyi övmek amacıyla yazılmıştır.
2. Türk müziğinin dışında İran ve Arap müziğinde ve şiirinde de yer almıştır.

Kasîde-Hân

Kasîde okuyan kişi.

Kaşık

Ağaçtan yapılan kısa ve uzun saplı kaşıkların vurularak kullanılmasıyla oluşan halk çalgısı. Daha çok Orta ve Batı Anadolu'da kullanılmaktadır.

Katakofti

Klâsik Türk müziğinde 8 süreli basit usûl. Semâî usûlü ile Türk Aksağı usûlünün birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir. Bir diğer ismi Müsemmen'dir. Bkz. Müsemmen.

Katlama

1. Bir aralıkta yer alan notalardan birinin bir başka oktavda tekrarlanması.
2. Bir akordaki seslerden birinin katlanması. Akorda katlanan ses, genellikle kök ya da beşlidir.

Kaval

Üflemeli bir halk çalgısı. İçi oyularak yapılan ağaç üflemelilere verilen bu isim her ebattaki üflemeli çalgıya da genel isim olarak verilip kullanılır. Yaklaşık 30 ile 80 cm arasında ve önde yedi arkada bir perde deliği olan bu halk çalgısı Orta Anadolu başta olmak üzere tüm Türkiye'de bilinmektedir. Dilli ve dilsiz olarak iki çeşidi vardır ki bunların özgün çalım teknikleri bulunmaktadır.

Kavuştak

Türkü sözleri arasında söylenen ve çoğu kez asıl sözlerin söylediği anlam ile ilişkili olmayan kısım. Kavuştak yerine yörelere göre değişen, bağlantı, nakarat, dönderme gibi tabirlerin kullanıldığı da olur.

Kavvâl

Klâsik Türk müziğinde bir dönem "hânende" yerine kullanılan isim. Terim, bazı doğu toplumlarında “ilâhî söyleyen kişi” anlamında da kullanılmaktadır.

Kayabaşı

Elazığ dolaylarında uzun havalarda, Kuzey Anadolu âşıkları arasında ise kırık havalarda kullanılan bir halk müziği makamı. Tarihi kaynaklarda isminden çok söz edildiği halde nitelikleri hakkında bilgi sahibi olmadığımız bir terimdir.

Kayda

Bkz. Gayda, Kaide.

Kaydırarak

Sesler arasındaki geçişi kaydırmak suretiyle yapmak. Bu tarz icrâ Teke yöresi ezgilerinden Gurbet Havalarında sıklıkla kullanılır. Glissando.

Kayıtsız bir havada

İhmal edilmiş, kayıtsız kalınmış bir edâ ile icrâ edilmesini öngören nüans. Niligente (it.).

Kayma/kaydırma

Çalgının telleri ya da klavyesi üzerinde parmağın kaydırılması sureti ile inici veya çıkıcı bir hareketin sonunda istenilen sese varılması. Glissando (it.).

Kaynana Zırıltısı

Gürültü efektleri için kullanılan bir çalgı, orkestra yerleşiminde zillerle aynı kısımda bulunur. Halk tarafından sokak eğlencelerinde de kullanıldığı görülür.

Kaytağı

Azerbaycan ve diğer bazı Kafkas ülkelerinde oynana bir halk oyunu ve bu oyuna eşlik eden ezgiye verilen isim.

Kaytarma

Kuzey Kafkasya, Kırım ve dolaylarında yaşayan Türk toplulukları arasında oynanan 7 süreli bir oyun ve bu oyuna eşlik eden ezgiye verilen isim.

Kazancılar Düyeği

İsmail Hakkı Bey'in 1880'li yıllarda Düyek usûlünün bir çeşidi için kullandığı terim.

Kebûter

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kederli

Fünebr, acıklı, yaslı bir ifadeyi gerektiren nüans terimi. Funebre (fra.).

Keman

Telli ve yaylı bir çalgı. Bugün klasik batı müziğinde kullanılan halini 16.yy.itibarı ile almaya başlayan kemanın dört teli, ortada daralan ve iki tane "f" şeklinde ses deliği olan ahşap bir gövdesi vardır. Kendi türündeki kontrbas, viyolonsel ve viyola gibi çalgıların yanında boyut olarak en küçüğü kemandır. Konçerto, sonat ve diğer oda müziği türlerinde keman için pek çok önemli eser verilmiş olmakla beraber bu çalgı, batı müziği orkestrasının en kalabalık grubunu oluşturur. Keman, sadece klasik batı müziğinde değil, geleneksel Türk müziği, arabesk gibi müzik türlerinde de kullanılan ve önemini koruyan bir çalgıdır.

Keman Ailesi

Keman, viyola, viyolonsel ve kontrbastan oluşan yaylı çalgılar topluluğu.

Kemançe

Yaylı sazlar grubunun Azerbaycan’daki örneği. Kamança da denir.

Kemâne

Türk toplulukları arasında yaylı çalgıların genel ismi. Kabak kemâne, Tırnak kemâne, Kıbrıs kemânesi gibi isimler alır.

Kemençe

1. -Ordu ve Giresun'dan başlamak üzere doğuya doğru tüm Karadeniz'de çalınan bir yaylı çalgı. Karedeniz kemençesi tabir edilen bu çalgının kökenleri hakkında yeterli inceleme yapılmamıştır. Armudi kemençe'den gerek yapı bakımından gerekse çalım tekniği bakımından farklıdır.
2. Klâsik Türk müziğinde kullanılan üç telli yaylı bir çalgı. Dize dayayarak çalınan kemençenin telleri kalından inceye doğru Yegâh, Rast ve Nevâ seslerine göre düzenlenir. Bkz. Violon Turc.

Kemençe Beşlemesi (Kemençe Ailesi)

Hüseyin Sâdeddin Arel tarafından yaptırılan, soprano, alto, tenor, bas ve kontrbas kemençelerden oluşan Türk yaylı çalgılar topluluğu. Keman ailesine öykünülerek yapılan bu oluşum öğretimde ve uygulamada benimsenmemiştir.

Kemençeci (=Kemençevî)

Kemençe çalan kişi.

Kemânî

Keman çalan kişi.

Kentet

Beş kişilik çalgı grubu için yazılmış müzik eseri ya da beş müzisyenin bir araya gelerek oluşturduğu topluluk.

Kerem

Âşık Kerem'in şiirleri ile söylenen ezgilere verilen isim. Kesik Kerem, Yanık Kerem, Guba Kerem vd. Yörelere göre değişen ses genlikleri ve makamsal karaktere sahiptirler. Günümüzde bu isimlerle anılan ancak sözleri Âşık Kerem'e ait olmayan çok sayıda deyiş vardır.

Kesik

Elazığ dolaylarında söylenen bir uzun hava türü.

Kesik Kerem

Bir Kerem havası türü.

Kesinti

Zeybek tavrındaki türkülerde sözsüz kısma verilen isim. Çalgısal aranağme.

Kıbrıs Kemanesi

Kabak kemanenin bazen de tırnak kemanenin İçel dolaylarındaki ismi.

Kıl Kopuz

Telli kopuz çeşidi. Kazaklarda yaygın olarak kullanılan yaylı bir halk çalgısı.

Kılavuz

Füg ve kanonun tema kesitini belirten çizgi.

Kılavuz motif

Bir eser süresince konunun akışına bağlı bir şekilde pek çok kereler duyurulan motif ezgi. Kılavuz motif'in taşıdığı anlam kim zaman güzel duyguları, kimi zaman hiddeti, kimi zaman acıyı tasvir edebilir. Bkz. Özön.

Kına havası

Anadolu'nun hemen her yöresinde kına gecelerinde gelin ve damat için söylenen türkülere verilen isim.

Kırık düzen

1. Notaları melodik olarak, yani arka arkaya duyurulan akor. Aynı sesler aynı anda çıkarılınca kalıp düzen olur. Bkz. Arpej.
2. Halk müziğinde tellerin birbiriyle uyumlu olmamasını yani düzensizliği ifade eden terim.

Kırık hava

Dizisi ve dizi içindeki seyri bilinen ve belirli kalıplara bağlı olarak icrâ edilen, usûl ve ritim kalıpları itibariyle belirgin olan ezgilere verilen genel isim.Bu terim serbest karakterli ezgilerin dışında yer alan tüm türleri kapsar. Ancak bu anlamdaki kullanımı halk arasında değil, profesyonel müzisyenler arasında geçerlidir.

Kırık kadans (=Kırık kalış)

Beşinci derece akorunun, birinci derece akoru yerine başka bir derecenin akoruna bağlanması ile yapılan kadans. Böylelikle müzikte tam kadanstaki bitiş hissinin aksine bir yarım kalma duygusunu hissettirir.

Kırık yay

Yaylı çalgılarda bir icrâ tarzı.

Kırklar Semahı

Alevi-Bektaşî toplulukları arasında "Kırklar meclisini" anmak ve tasvir etmek için düzenlenmiş dinsel bir dans türü ve bu dansa eşlik eden yöresel kalıp ezgi.

Kırnata

Klarinet. Klarinetin halk ağzındaki söyleniş biçimi. Çingene çalgıcılar arasında Granet de yaygın olarak kullanılan bir ifade biçimidir.

Kısaltma

Müzikte notaların, çalgı isimlerinin ya da nüans terimlerinin kısaltılarak yazılması.

Kısım

Kısmaç

Timbal, zil veya tamtam gibi çalgıların partilerinde sesi söndürmek, kısmak için kullanılan mekanizmaya verilen isim.

Kıvrak

Hareketli ve canlı bir icrâyı öngören nüans terimi. Lebending (alm.).

Kıt'a

Şiirin dörtlüklerden kurulmuş her bir kümesine verilen isim.

Kıymet

Notaların değeri.

Kız Neyi

1. Diapozonun la sesini bir oktav tizdeki gerdâniye sesi kabul eden ney çeşidi.
2. Gerdâniye'yi temel alan akord düzeni.

Kız havası

Trakya ve Teke yörelerinde kadınların eğlencelerinde çalıp söyledikleri oyunlu türküler.

Kibar

Asil bir şekilde ve kibarlıkla icrâyı öngören nüans terimi. Nobile (it.).

Kitâbîyât

Kitap bilgisi, Bibliyografya. Müzik kitaplarının yazılımı ve bunların yayılması 20. yüzyılın başlarından itibaren gelişmiş olmasına rağmen, Türk müziğinin geçen yüzyıllardan kalan müzik mirası kitabiyatı günümüzde hâlâ yeterli hacme ulaşabilmiş değildir.

Kitâbü'l-Edvâr

Safiyüddin Urmevî'nin müzik üzerine yazdığı Arapça eser.

Kiriş

Hayvan bağırsağından yapılan çalgı teli çeşidi. Kiriş bilhassa keman, kemençe türü çalgılarda yakın zamana kadar kullanılan bir ccedil;algı olmakla birlikte bu gün kullanılmamaktadır.

Klâsik Koro

Ankara ve İstanbul Radyoları'nda klâsik Türk müziği eserlerini icrâ eden koro. Mesut Cemil tarafından kurulmuştur. Günümüzde Kültür Bakanlığına bağlı Klasik Türk müziği icrâ eden topluluklara da bu isim verilmektedir.

Klâsik Müzik

Geleneksel kurallara uygun olarak yapılmış müzik. Terim daha çok şehir kültüründe oluşmuş müziği tanımlar.

Klâsik Türk Müziği

Kuralları geçmiş dönemlerde belirlenmiş, teknik ve üslûp özellikleri itibarı ile geleneksel bir nitelik taşıyan ve daha çok şehir muhiti içinde varlık gösteren müzik türü. Bu müziği, Avrupa Müziği'nde görülen "Klâsik Dönem" müziği ile eş değer düşünmemek gerekir. Eski ile bağlantılı, geleneksel müzik anlamını veren bu terim Osmanlı-Türk müziğinin eski vasfını ortaya koymasından ötürü geçerli olarak kabul edilmiş ve kullanılmıştır. Bu terim yerine bir dönem önerilen "Sanat müziği" terimi ise halk arasında aynı anlamda kullanılmaktadır. Klâsik Türk Müziği her ne kadar geçmişle bağlantı kurulan bir müzik türü ise de günümüzde de yaşatılmaya çalışılan ve bazı geleneksel kalıpları ile son dönem besteci ve icrâcıları tarafından yeniden üretilen bir müzik türünü ifade etmektedir.

Klârnet (=Klarinet)

Özellikle 17. yüzyılın sonlarına doğru batı müziğinde önem kazanmaya başlayan ve bugünkü şeklini büyük oranda 18. yüzyılda almış olan tahta nefesli bir çalgı. Daha sonraları madenî olarak da yapılan klarnet, yaklaşık olarak 20. yüzyılın başından itibaren Türk müziğinde kullanılmaya başlanmıştır. Ucuna takılan bir ağızlık ile çalınan klarnet, soprano, alto ve bas klarnet olmak üzere üç grupta toplanabilir.

Klavye

Piyano, org, çembalo gibi çalgıların tuş takımını oluşturan düzenek.

Koçaklama

Yiğitlik, mertlik, kahramanlık temalarını işleyen halk türkülerinin içeriğini ifade etmek için kullanılan terim.

Koçkarca

Özbek Türkleri tarafından kullanılan telli mızraplı bir halk çalgısı. Telli mızraplı ve uzun saplı çalgı ailesi içinde göğsü derili olan nadir çalgılardan birisidir.

Koda

Kuyruk. Bir çalgı müziği eserinde, belirli kurallara bağlı kalınarak bestelenen füg ve sonat gibi formlarda, eserin sonunda yer alan ve eserin tamamını özetleyen, bitiş hissini güçlendiren kısım.

Kodetta (=Küçük kuyruk)

Sonat formunda, sergi bölümünü sonuçlandırmak için özellikle kısa tutulmuş olan koda.

Kol Bastı

Ordu, Giresun ve Trabzon dolaylarında oynan bir halk oyunu ve bu oyuna eşlik eden halk ezgisi.

Kolca Kopuz

Uzun saplı kopuz çeşidi. İç Asya Türk dünyasında bilinen ve Dede Korkut Hikayeleri'nde bahsinin geçmesi sebebiyle oldukça eskiye dayanan bir çalgıdır.

Koloratur

Ses sanatında kullanılabilecek tüm süslemeleri, hızlı pasajları mükemmel bir teknikle başarıyla seslendirebilen ses sanatçısı. Örn. Koloratur Soprano v.b.

Koma

1. Klâsik Türk müziğinde bir tam sesin dokuza bölünmesi ile elde edilen her bir aralığa verilen isim. Yunanca “comma” kökünden türetilmiştir.
2. Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 1 mikrotonluk yani 9’da 1’lik mesafeyi belirtmek için kullanılır.

Koma Bemolü

Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 1 komalık mesafeyi pest yöne doğru belirten koma işareti çeşidi ki bemol işaretinin ters konulmuş şekli ile sembolleştirilmiştir.

Koma Diyezi

Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 1 komalık mesafeyi tiz yöne doğru belirten koma işareti.

Konçerto

1. "Konser" anlamındaki sözcük.
2. Üç bölümlü bir çalgı parçasının ismidir. İlk bölüm parlak, ikinci bölüm ağır, üçüncü bölüm ise kimi rondo, kimi allegro şeklinde ve daha hareketlidir. Çalan artistin virtüozluk ölçütünü göstermesine imkân sağlar. Cumhuriyet dönemi itibarı ile Türk besteciler de konçerto türünde özellikle de piyano, keman, viyolonsel ve çeşitli Türk müziği çalgıları için eserler bestelemişlerdir. Örn.: Hasan Ferit Alnar'ın Kanun ve Yaylılar Orkestrası için "Kanun Konçertosu" (1944 - 1951).

Konser

Bir dinleyici kitlesine hitap etmek üzere, önceden hazırlanmış bir program dâhilinde sunulan, çeşitli çalgısal veya sözlü eserlerden oluşan müzik icrâsı.

Konser Saz Semâîsi

Diğer saz semâîlerinden farklı olarak, fasıl sonunda çalınmak için değil de, solo bir çalgının konserde çalması amacıyla bestelenmiş özel bir saz semâîsi çeşidi. Bu isim Hüseyin Saadeddin Arel tarafından verilmiştir.

Kontralto

Kadın ve çocukların ses bölgesi dahilinde kalan "alto"yu rahatlıkla verebilen erkek sesi.

Konuşur gibi

Bir ses sanatçısı tarafından seslendirilen eser sırasında, müziğin konuşur gibi bir üslûpla icrâ edilen kesiti. Konuşur gibi teriminin yerine, "Resitativ tarzında okuma" terimi Türk müziğinde oldukça yaygındır. Bununla birlikte konuşur gibi okumak Türk müziğinin her türünde sıkça kullanılan bir tarzdır. Parlando (it.). Bkz. Sözlev.

Kopist

Esas notanın istinsâhını yapan yazıcı kişi. Notanın matbaa ve çeşitli kopyalama aletleri kullanılarak çoğaltılmaya başlanması ile bu meslek sona ermiştir.

Kopuz

Daha çok telli ve uzun saplı, mızrap veya el ile çalınan çalgılara Türk dünyasının müzik kültüründe verilen isim. Bununla birlikte, el armonikasına, ağza konularak çalınan metal yay parçasına, bazı yaylı çalgılara da kopuz denildiği bilinmektedir.

Koral

Sadece bir koronun (a capella) ya da orkestranın eşlik ettiği bir koronun icrâ ettiği müzik eseri.

Korangle

"İngiliz Kornosu" ismi de verilen bakır üflemeli bir çalgı.

Kornet

Trompetin küçüğü gibi görünen ancak daha yumuşak bir tınıya sahip çalgı.

Koro

Şarkıcılar topluluğu. İnsan sesinin toplu halde müzik icrâ ettiği oluşum. Türk müziğinin icrâ tarzında koro olmamasına rağmen Türk müziğinin modernleşme sürecinde devlet destekli müzik topluluklarının oluşturulması sebebiyle korolara özel önem verilmiştir. TRT, Kültür Bakanlığı ve devletin çoksesli müzik topluluklarında irili ufaklı birer koro oluşturulmuştur.

Koşa Nağara

Çifte nağaranın Azeriler arasındaki söyleniş biçimi.

Koşma

Kıtaları dörder mısralı ve en az üç kıtadan oluşan halk edebiyatı biçimi. Halk edebiyatının yine halk ozanları tarafından en çok kullanılan şekillerinden biridir. Ezgileri bakımından yörelere göre çeşitlilik gösterir ve özel isimlerle anılır. Örneğin Yelpük koşma, Acem koşması, Sıralı koşma vb.

Koşmak

Ezgi üretmek. Halk arasında bir tür "bestelemek" anlamında kullanılır. Bkz. Yakmak.

Koşuk

Halk şiirinin çeşitli biçimlerindeki dörtlüklerine verilen isim. Koşma, mâni.

Köçek

Yerel müzikler eşliğinde oynayan erkek dançı.

Köçekçe

Bir çeşit oyun havası olarak çalınan, çoğu Anadolu ve Rumeli türküleri olan eserlerdir. Dede Efendi'nin ve Çuhacıyan'ın bu türde eserleri bulunmaktadır.

Köçekçe Takımı

Aynı makamdan birkaç köçekçenin ard arda okunmasıyla meydana gelen köçekçeler bütünüdür. Bazen aranağmeleri oyun havaları ile birbirine bağlanarak çalınır.

Köçek Takımı

Birçok köçekten meydana gelen topluluk. Köçek takımları Anadolu'da tüm eğlencelerin baş aktörleri gibidirler. Bilhassa Orta ve Kuzey Anadolu'da bu takımlar hâlâ faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Kök

Bir sesin üçüncü ve beşinci derecelerinin aynı anda duyurulmasıyla meydana getirilen akorun temel sesine verilen isim.

Köprü

1. Sonat formunda iki tema arasında yer alan geçiş kısmı.
2. Telli ve yaylı çalgılarda üst kapak üzerinde yer alan ve üzerinden tellerin geçtiği parçacık. "Köprücük" ya da "eşik" de denir.

Köroğlu

Ünlü halk kahramanı ve ozanı; bu ozanın deyişleri ile söylenen ezgilerin genel ismi.

Kös (=Kûs)

Klâsik Türk müziğinde ve mehter müziğinde kullanılan, iki adet tokmakla çalınan bir çeşit vurmalı çalgı.

Kövür

Çöğür çalgısına verilen diğer bir isim.

Ksilofon

Bir vurmalı çalgı. Tahta ya da plastik çubuklardan oluşmuş klavyesine, ucu tokmaklı bagetlerle vurulmak sureti ile çalınan çalgı.

Kubuz

Tokat, Eskişehir, Adana, Mardin'de yaşayan Kafkas göçmenlerinin çaldıkları el armonikasına verilen isim.

Kûçek

Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Sabâ makamı dizisi ile hüseynî-aşîrân sesi üzerine aktarılmış bir hüseynî beşlisinin birbirine eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesleri çargâh (do) ve aşîrân (mi)'dır. Çıkıcı bir seyir özelliğine sahiptir. Asma kararları gerdâniye (sol) sesi üzerine aktarılmış Hicâz, acemaşîrân (fa) sesi üzerine aktarılmış Nikrîz, dik hisâr (büyük mücenneb diyezi almış re) sesi üzerine aktarılmış Hüzzâm ve Segâh çeşnileridir.

Kûçek-Geveşt

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kûçek makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kûçek-Mâye

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kûçek makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kûçek-Nevâ

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kûçek makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kûçek-Nevrûz

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kûçek makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kûçek-Selmek

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kûçek makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kûçek-Sünbüle

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kûçek makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kûçek-Şehnâz

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kûçek makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kûçek-Zemzeme

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kûçek makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kudûm

Klâsik Türk müziğinde usûl vurmak için kullanılan ve iki parçadan oluşan vurmalı çalgı. Özellikle tasavvuf müziğinde, mehter müziğinde ve ender olarak da dindışı müzikte kullanılmıştır.

Kudûm-Zen-Başı

Tasavvuf müziğinde kudüm vuruşlarıyla âyîni yöneten usta kudûmzen.

Kulak

1. İnsanın çeşitli müzikal sesleri algılayabilme kâbiliyeti.
2. Telli ve yaylı çalgılarda telleri akort etmeye yarayan küçük parçalar. Bkz. Burgu.

Kuru

Duygusuz, yavan. Kuru ve duygusuz bir ifade ile. Secco (it.).

Kuru reçitatif

Bassodan -yani bas partisinden- başka eşliği olmayan reçitatif. Dramatik ve ifadeli reçitatifin tersidir.

Kutbî

Günümüze tek eseri ulaşmış olan besteciler için kullanılan özel terim.

Kuvvetlendirmek

Sesi gürleştirmek. Riforzando (it.)

Kuvvetli

Bir sesin, akorun, eserde bir kesit veya müzik cümlesinin kuvvetli, güçlü bir şekilde icrâsını öngören nüans terimi. Forte (it.).

Kuyruklu piyano

Kuyruklu piyanonun kapağı kanat biçiminde olduğu için bu tâbir uygun görülmüştür.

Küçük aralık

Minör aralık. Bir büyük (majör) aralığın yarım perde daraltılması sonucu elde edilen aralık. Bkz. Büyük Aralık, Aralık.

Küçük flüt

Pikola. Flütten daha küçük boyda olan ve daha ince sesler çıkartabilen çalgı.

Küçük Mücenneb

Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 5 komalık mesafeye verilen isim.

Küçük Mücenneb Bemolü

Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 5 komalık mesafeyi pest yöne doğru belirten küçük mücenneb işareti.

Küçük Mücenneb Diyez

Klâsik Türk müziğinde iki ses arasındaki 5 komalık mesafeyi tiz yöne doğru belirten küçük mücenneb işareti.

Küçük Usûl

Klâsik Türk müziğinde 2 süreliden 15 süreliye kadar (15 süreli usûl dâhil) var olan usûllerin genel adı.

Küğ (=Küy)

Müzik, beste. Asya'daki bazı Türk lehçelerinde kullanılan küğ teriminden hareketle önerilmiş bir terimdir. Türkiye'deki bazı çevrelerce ısrarla kullanılmak istenmesine karşın müzik çevrelerinde tutmamıştır.

Külliyyât

İçinde pek çok makamı barındıran uzun bir peşrev türü.

Küllü'd-Durûb va'n-Negam

Darbların ve nağmelerin tümüne verilen isim.

Küllü'n-Negâm

Küme/kümecik

Esas notanın bir perde üst veya bir perde alt sesinden başlayarak kümelenen üç ya da dört notalık süsleme. Kümecik notalarının süre değerleri, esas notanın süresini aşamaz.

Küme Faslı

Osmanlı devrinde Sarây-ı Hümâyûn'da müzik icrâ eden, ince saz topluluğundan daha geniş müzik topluluğudur ki, bir çok büyük şölende birlikte müzik icrâ eden müzisyenler topluluğunun "birlikte icrâ"sını vurgulamak için bu terim kullanılmıştır.

Küp

Türk halk müziğinde bir çeşit vurmalı çalgı.

Kürdî

1. Klâsik Türk müziğinde orta sekizlide bulunan küçük mücenneb bemolü almış si sesi.
2. Klâsik Türk müziğinde basit makam. Dügâh sesi üzerindeki (yerinde) Kürdî dörtlüsüne nevâ (re) sesi üzerine aktarılmış Bûselik beşlisinin eklenmesi ile meydana getirilmiştir. Çıkıcı, bazen de çıkıcı-inici seyir özelliği gösterir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesi nevâ (re)'dır. Asma kararları çargâh (do) sesi üzerinde Çargâh ve rast sesi üzerine aktarılmış Bûselik çeşnileri ile kürdî (küçük mücenneb bemolü almış si) sesidir.

Kürdî-Aşîran

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış Kürdî makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Kürdî Beşlisi

Klâsik Türk müziğinde dügâh (la) sesi üzerinde (yerinde) Kürdî dörtlüsüne (Bkz. Kürdî dörtlüsü) bir tam ses yani bir tanini eklenmesiyle meydana gelen beş sesli kalıp dizi.

Kürdî Dörtlüsü

Türk müziğinde dügâh (la) sesi üzerinde (yerinde) bir tam dörtlü oluşturacak şekilde dizilen dört sesten oluşan kalıp dizi.

Kürdîli Hicâzkâr

Klâsik Türk müziğinde kullanılan makam. Bazı teorisyenlere göre aktarılmış (şed) bir makam olarak tanımlanmıştır. Kürdî makamı dizisinin rast (sol) sesi üzerine aktarılmasıyla meydana getirilmiştir. Karar sesi rast (sol), güçlü sesleri gerdâniye (sol) ve çargâh (do)'tır. Asma kararları çargâh (do) sesi üzerinde Bûselik, nevâ (re) sesi üzerinde Kürdî, acemaşîran sesi üzerinde Bûselik ve kürdî sesinde Çargâh çeşnileridir.

Kürenây (=Kerrenây)

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış, boru şeklindeki, tunç veya gümüşten yapılan nefesli çalgı.

Küşâd

Açılış veya başlangıç aranağmesi anlamlarında kullanılan terim.

Kütahya Düzeni

Bağlama ailesi çalgılarında kullanılan akort biçimi. Çalgının alt teli “la”, orta teli “re”, üst teli “re” seslerine akort edilir. Bu düzen biçimine Fidayda (Hüdayda) düzeni de denir.